Genç adam; İstanbul'dan Ankara'ya otobüs ile
giderken, Bolu dağında verilen molada hemen
tuvalete koşturdu. Korkunç sıkışmıştı.
Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı..
Tam oturmuştuki yan kabinden bir ses
"Merhaba" dedi.Adam şaşkın şaşkın
"Merhaba" diye cevap verdi..
Ses devam etti "Nasılsın...? "
İlk defa başına böyle birşey geliyordu...
Yine şaşkın şaşkın cevap verdi
"Sağol iyiyim...... Sen nasılsın....?"
Ses sordu "Ne yapıyorsun...? "
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette
olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da
biliyordu.
Başka birşey anlatmak istedi ve
"Ben" dedi "İstanbul'dan gelip, Ankara'ya
gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun...?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona
erdirdi."Hayatım, telefonu kapatıyorum.
Yandaki tuvalette bir gerizekalı var.
Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor.
Ben seni daha sonra ararım.".....
--------------------------------------------------------------------------------
Adamın biri nerde eğilmiş bi kadın görse arkadan dalarmış.Bu böyle sürüp gitmiş.
Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha
yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler. Adam tövbe etmiş bi süre.
Bir gün adam otobüse binmiş önündeki kadın parayı düşürmüş almak için
egilmiş ve adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş.
Kadın hamile kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş. Bir gün melekler
onuda yanına çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme
göndeririz demişler. Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış
ve puf diye cehenneme gitmiş. Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes
donuyor.
Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
zebani cevap vermiş:
-*mına ****** baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım...
dewam...
SIFIRDAN
Bir kadınla en çok kimin birlikte olabileceği konusunda bir yarışma
yapılıyormuş, dayanırsa kadın dayanamazsa yarışmacı büyük ödülü
alacakmış. Nam-ı Kemal de oradaymış. Her postadan sonra da duvara çarpı
atılıyormuş. Alman başlamış 1,2,3.. tıkanmış. İngiliz başlamış 3,5,7..
o da tıkanmış. Fransız 15,20.. derken o da kalmış. Bizim Nam-ı Kemal
başlamış 70,80,90 derken durmak bilmiyor. Bakmış kadın iş kötü, Nam-ı
Kemal'in duracağı yok, 95.yi yaparken "yok efendim bu 94." diye
tutturmuş. Nam-ı Kemal, "Olur mu hanfendi 95 oldu, burada boşuna mı
çarpı atıyoruz, sayıyoruz" dese de kadın dinlemiyor, "hayır bu daha
94." diyormuş. En sonunda bizimki zıvanadan çıkmış: - "Başlarım şimdi
çarpına da sana da, sil hepsini sıfırdan başlıyoruz."
YÜZME BİLMEYEN TERK ETSİN
Bir gün stadyumda en çok kim boşalacak diye yarışma düzenleniyor. Önce
Alman boşalıyor ve tam 2 litre çıkartıyor, spiker stadyumdaki
seyircilere "2 litre" diye söylüyor. Sonra Fransız boşalıyor ve tam 5
litre çıkartıyor. Spiker "5 litre çıktı" diyor seyircilere. Bizim Nam-ı
Kemal geliyor. Spikerin elinden mikrofonu alıyor ve şöyle diyor "lütfen
yüzme bilmeyenler stadyumu terk etsin."
ŞAAİR PADİŞAH
Günün birinde şair bir padişaha ilham perisi gelir ve başlar yazmaya: -
"Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....?" - "Çıktım ağaca yedim hamını
mamını,....?" gerisi bir türlü gelmez. Padişah geceleri uyku uyuyamaz
olur şiirini tamamlayamamıştır bir türlü. En sonunda ülkesinin bütün
şairlerini sarayında toplatır ama yine nafile onlar da bu mısranın
devamını getiremez. Sıra en sonunda Nam-ı Kemal´e gelir ve padişah
başlar: - "Hadi Nam-ı Kemal getir şunun devamını da ne istersen vereyim
sana!" - "Buyrun Padışahım..." - "Çıktım ağaca yedim hamını mamını..."
Nam-ı Kemal hemen devam eder: - "Düşersen aşağı görürsün ananın
*mını..."